2016 yılında İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nün sponsorluğunda Yrd. Doç. Dr. Michele Massa yürütücülüğünde ve Doç. Dr. Erkan Fidan’ın katılımı ile başlatılan proje ile ana amacımız, Batı Anadolu’da Geç Kalkolitik Çağ ile Orta Tunç Çağı sonu arasındaki yaklaşık 2500 yıllık zaman diliminde metalürjinin ilk aşamalarını aydınlatmaktır. Çok sayıda bakır, kurşun ve gümüş gibi metalik maden yatakları bulunan çalışma bölgemiz içinde söz konusu bu yataklardan bazılarının ilk kullanımının Tunç Çağlarına kadar indiği kabul edilmektedir.
Proje, bölgede metalürjik teknolojinin gelişimi, bölgesel ve bölgesel üstü ölçekte metal takas modellerinin belirlenmesi, metal üretim organizasyonunun arkasındaki sosyo-ekonomik mekanizmalar ve Tunç Çağı Anadolu metalürjisi için A. Yener’in “Highland modeli” olarak adlandırdığı sistemin test edilmesi gibi bazı başlıklar üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Bu hedeflere ulaşmak için yapılan çalışmalar ve kullanılan teknikler ise şöyledir:
a) Bölgedeki metalürjik faaliyetlerle ilgili yayınlanmış verilerin yeniden değerlendirilmesi,
b) Eserlerin tahribatsız (pXRF) ve tahribatlı (ICP-MS) tekniklerle kimyasal bileşim analizlerinin yapılması,
c) Bölgedeki metal eser, cüruf ve cevherlerin Kurşun İzotopu Analizinin gerçekleştirilmesi,
d) Eserlerin ve cürufların metalografik analizi,
e) Analiz edilen bütün eserlerin ayrıca fonksiyonel, teknolojik ve kronolojik tipolojisinin hazırlanması,
f) Ayrıca mekansal kalıpları anlamak için analitik sonuçların bir CBS platformu ile bütünleştirilmesi.
Projenin ilk yılı olan 2016’da tahribatsız pXRF yöntemi ile analizlerin yapılmasına odaklanılmıştır. Bu kapsamda bir yılda 14 farklı merkezden gelen 340 adet metal eser üzerinde analizler gerçekleştirilmiştir. analizi için portable X-Ray Fluorescence (pXRF) olarak adlandırılan taşınabilir X Işını Floresans cihazı kullanılmıştır. Metal eserlerin kimyasal bileşim analizleri Bruker firmasından temin edilen, Bruker IV-SD modelli taşınabilir bir X-Işını Floresans cihazıyla gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarında doğruluk sapmasının belirlenmesi ve karşılaştırma için hem kalibre edilmiş hem de kalibre edilmemiş formattaki veriler değerlendirilmiştir.
Metodolojik açıdan bakıldığında, pXRF analiz yöntemi, büyük miktardaki verilerin kısa zamanda analiz edilmesinde son derece yararlı olduğunu kanıtlamıştır. Bu sayede, bugüne kadar olan çalışmalarımız bölgedeki madencilik uygulamalarını değerlendirmek, yeni bazı alaşımları tanımlamak ve daha kesin tahribatlı tekniklerle analiz edilecek numuneleri belirlemek için oldukça yararlı olmuştur. Ayrıca, bu yılki çalışmalarımızla altın ve gümüş objeler gibi eserleri örnekleme fırsatı yakaladık. Ayrıca, projedeki CBS kullanımımız, farklı veri kümelerini bir araya getirme yeteneğini arttırarak, metal ürünlerin ve hammaddelerin değişimi üzerindeki mekansal bileşen kalıplarını tanımlamamızı sağladı. Önümüzdeki yıl, ICP-MS ve Kurşun İzotop analizine odaklanarak projemize devam etmeyi; bu sayede eser tipolojisi, bazı nadir alaşımların varlığı ve çalışma bölgemizdeki eserler için olası köken alanları gibi sorunları çözmeyi umuyoruz.